3016 yazı bulundu
Sıralama :
Topkapı’nın Anadolu Oto Garı yanından, Zeytinburnu istikametinin Şabanağa taraflarından geçecek olan minibüslerinden birisine zar zorda olsa binmiştim o öğlen saatinin insanı bunaltan sıcağında. Göğüs hastalıkları hastanesinin önünde minibüsten inip,...
İstanbul'da yaşayanlar bilir, Ankara Caddesi, Sirkeci'den, Cağaloğlu'na çıkarır bizi. Cağaloğlu, bir zamanların bütün basın kuruluşlarını bağrına basmış semt. İşte, o Ankara Caddesi'nden yukarıya doğru çıkıyordum ki, bugün hâlâ orada tezgâht...
1980 yılı Mayıs ayıydı. Ankara’nın sol görüşlü gecekondu mahallesine sabahın erken saatlerinde hızla bir askeri kamyon girdi. Kamyonun tente ile kapatılmış kasasında 10 jandarma eri vardı. Askeri kamyonun hemen arkasında da içi polis dolu bir polis m...
Öğretmenler günü yaklaşırken'' bir hoş'' olurum...Garip duygular çöker içime...Nedense hep hüzünlü anılarım gelir aklıma...Öğretmenliğe atandığım ilk yıllarda yaşadığım ve beni yıllarca derinden etkileyen ''Buruk bir anımı '' paylaşmak istiyorum sizl...
Üniversite yıllarım üniversitede okuyan bir çoğumuzun hissettiği gibi yeniden dönmek istediğim yıllarım arasındadır. En önemli sebep geri dönmek için, anarşi ve hay huy içerisinde geçen yılları daha dolu yaşayabilmektir. Daha dolusu ne derseniz, ma...
Hoşgeldin 12 EylülGeceyarısını çoktan geçmiş olmalıydı; kapının vurulmasıyla uyandık. Komşuların duymaması için şöyle sessizden, derinden bir vuruş. İlk başta tereddüt ettik kapı gerçekten vuruluyor mu diye? Yarı uykulu yarı uyanık kendi kendimize d...
Nazim, ya tibya lüblu!Nazim ile tanistigimda 13 yasindaydim. O zamanlar asik oldugum bir kiz arkadasim vardi. Benden yasca büyüktü. Simdi evli, iki cocuk annesi. Iste o kiza borcluyum su andan sonra yazacagim anilarimi. Büyük bir Nazim hayraniydi o...
Kabak tatlısına bayılırım. Hele hafif kızarmış balkabağından olur da içi cevizli olursa, ''Sizin ellerinizi; benim ayaklarını bağlasınlar, '' derler ya hiç dayanamam...Ankara'da Ulus'ta, asırlık bir boza salonu vardır. Aşurenin de kabak tatlısını d...
Lise yıllarımda, edebiyat öğretmenim, tüm tavırlarıyla, temiz giyim ve kuşamıyla bizlere yaklaşımıyla tam bir insanlık modeliydi. Not yazdırırken kunduralarının gıcırtıları adeta fon müziği gibiydi. Hele ses tonu, şiirleri yorumlaması; sunumu enf...
Bu… Bu bizim gözümüzün nuru Abdullah’tı. Yarı baygın. Göğsü ve bacakları kan revan içindeydi… Derin bıçak darbeleri almıştı... Sesi çıkmıyordu… Yakındaki öğretmen odasına sürükleyerek götürdüm. Panik içerisinde, boyunbağımı vücuduna doluyordum. Süre...